sayfalar


Hipnoz nedir? Niçin hipnozu kullanmamız gerekir?
Hiç, bir alışkanlığınızı değiştirmeye çalıştınız mı? Ne kadar güçlü bir şekilde kendinizi motive etmenize rağmen, anlamadığınız bir dirençle karşılaştınız mı? Muhtemelen evet diyeceksiniz.

Nedir bu direncin kaynağı?
Bilinçaltı. Bilinçaltı doğası gereği her türlü değişime direnir. İşte sadece bu nedenle bile herkesin hipnoza ihtiyacı vardır. Alışkanlıklarımızın esas yöneticisi bilinçaltıdır. Bizler bilinçaltlarımızın köleleriyiz. Onun inançları doğrultusunda davranırız. Ne acıdır ki bunun farkında olanlar azınlıktadır. Çoğunluk bilinçaltlarından gelen emirleri kendi özgür iradeleri yani bilinçleri zannederek yaşayıp gitmektedir.

 

Ama güzel haber; Bilinçaltı söylenene hemen inanır. Bu nedenle bilinci devre dışı bırakabilirsek olumsuz fikirlerin yerine olumluları yerleştirebiliriz.
İnsanlar çoğu zaman iradelerinin güçsüzlüğü karşısında şaşkındır. Çok basit hedefleri bile arzu etmelerine rağmen başaramaz. Çünkü her türlü yeni alışkanlık değişikliği için, bilinçaltının onayı ve işbirliği gerekir. Bu sağlanmazsa, bilincin yeni bir değişiklik yapma çabası, bilinçaltının yerleşik inancı tarafından yenilgiye uğramaya mahkûmdur.

Burada zihnin temel bir kuralı var. Bilinç ve bilinçaltı çatışmaya düştüğü zaman bilinçaltı her zaman galip gelir. Hayal gerçeği yener.
Bu çatışma kanunudur. Başka türlü de ifade edilir. Mantık ve hayal çatıştığı zaman, galip gelen hayaldir.

Bu her zaman kendini ispatlamıştır.

Sigara bırakmalar genellikle başarısızlıkla sonuçlanır.
Tüm diyetlerde verilen kilolar, fazlasıyla geri gelir.
Tüm aşıldığı zannedilen sosyal fobiler kaçınılmaz olarak hortlamaya eğilimlidir.

Değişikliklerin neden bu kadar zor olduğuna hep şaşırırız.
Çünkü insanlar değişikliği irade gücüyle sağlamaya çalışır. Kendilerini mantıklı olan eylemle ikna etmeye çalışırlar. Ancak tüm arzu ve kararlılıklarına rağmen, bilinçaltlarında işleyen hayallerin ötesine geçemezler.

Sigarayı bırakan kişi hala sigaranın tadını ve kokusunu hayal etmeye devam eder. Her yemekten sonra hayalinde bir sigara yakar. Her kahvede burnunda bir sigara tüter.

Hayal mantığı yener. Kalıcı bir değişiklik sağlamak için bilinçaltındaki hayalleri değiştirmemiz gerekir. Alışkanlıkları değiştirmek için irade yeteri kadar güçlü iz bırakmaz. Ama hipnozun bu gücü vardır..

Değişime karşı bilinçaltının direnci:
Tüm mevcut alışkanlıklarımız, huylarımız, düşünce ve davranış kalıplarımız geçmişteki programlanmalarımızın sonucunda oluşur. Anne-babalar, arkadaşlar, bakıcılar, hoca ve öğretmenler, televizyon bu programlamanın araçlarıdır.
Programlar bizi en güç durumlar karşısında başarıya da götürebilir ya da aksine en basit durumlarda bile çamura saplanmamıza neden olur. Başarmak için bu programlara ulaşmak ve onları değiştirmek kaçınılmaz olur. Herkes yaşamında birçok kez bu kalıplaşmış programların karşısında başarısızlığa uğramıştır. Bilinçaltı bir şeyi öğrendikten sonra bu öğrendiğini değiştirmeye karşı direnç gösterir. Değişikliği zorladıkça direnç artar. Çocuk gibi davranır. Gücenir ve inat eder.

Mantık bilinçli zihinde çalışır. Hayal ise bilinçaltını dilidir. Hipnoz bilinçaltının hayal gücünü güçlendirerek etki eder. Tabii ki amaç bilinçaltında yerleşik olumsuz hayalin tersi yönünde hayalleri güçlendirmektir.

Bilinçaltındaki kalıplaşmış programları eski teyp kasetleri olarak görebiliriz. Çünkü zihin her şeyi saklar. Çoğunlukla bunlar bize faydalıdır.Kırmızı ışıkta otomatik olarak dururuz. Her sabah dişlerimizi fırçalarız. Bunlar sayesinde yaşantımız kolaylaşır. Ama başka teyp kasetleri de vardır ve bir yandan onlar da işlemeye devam ederler.

“Bende de aynı babamın huyu var.” , “Matematiğe hiç aklım ermiyor” , “Zaten tüm akrabalarım şişko, bu bizde genetik.”
Bilinçaltının kasetleri olumsuz sözlerle doluyken olumlu bir bakış oluşturmak olanaksızdır. O halde teypleri bilinçaltı düzeyde değiştirmek gerekir. Hipnoterapist bunu yapar. Kişinin kasetlerini yeniler. Olumlu yönde ciddi değişiklikler yaratır.

Peki, Hipnoz nedir?
Bir şeyi tanımlarken tanımlamada kullandığınız kavramları da tek tek tanımlamak zorunda kalırsanız bu tanımda ciddi bir sorun var demektir. Örneğin ABD de Amerikan Tıp Birliğini de kabul ettiği tanım şudur:

“Hipnoz bilincin kritikal faktörünün by-pass edilmesi ve bilinçaltında selektif kalıcı düşüncenin yerleştirilmesi halidir.”

Hadi bakalım. Ne anladınız? Bilinç nedir? Kritikal faktörü nedir? Bunun by-pass edilmesi nedir? Bilinçaltı nedir? Selektif düşünce nedir?
Şimdi de bunları tek tek açıklamak gerekecek. Bunları açıklarken de karşımıza başka tanımlanması gereken şeyler çıkacak.

İşte bu nedenle bence hipnoz da tanımsız bir terimdir. Oluşan bir duruma göre kabul ettiğimiz bir zihinsel hale verilen isimdir.. Ancak o zihinsel hali temsil eden belli kriterlere göre adlandırılan bir durumdur. O hali hipnoz hali olarak kabul ettiğimiz, bir durumdur.

Bu nedenle hipnoz bence tanımlanamaz. Ancak sahip olduğu özellikleriyle anlatılabilir.
Hipnoz tanımlanamadığı için de istismar edilen bir kelimedir. Eğer bir kelime birçok farklı durumu anlatmak için kullanılıyorsa orada yanlış anlama, yanlış kavrama, yanlış inançlar, karışıklık, yanlış etiketleme ve fırsatçılık kaçınılmaz olarak karşımıza çıkar.


Bu nedenle hipnozun tnımına çok takılmamak gerekir.


Sonuçta şöyle söyleyebiliriz. “ Hipnoz hipnozdur”.

Değişik hipnoz tanımlamalarından örnekler vereceğim. Her biri kendi içinde doğru. Her biri sadece ortaya çıkan bir zihinsel durumu açıklamaktadır.
- Hipnoz talimatla sağlanan bir hayal kurma şeklidir. Kişiye hipnotist tarafından yönlendirilerek fantezi kurdurulur. (Yani talimatla hayal kuruyorsanız hipnoza girmişsiniz demektir.)
-Hipnoz doğal, değişmiş bir bilinç durumudur. Kişi hipnotik durum denen bir duruma girer ve bu normal durumdan farklı bir durumdur. Ama bu duruma girmesi de doğal uyarma yoluyla olur yani dışarıdan bedene başka bir madde ya da fiziksel uyaran verilmez. (Burada zaten hiçbir durum yok. Hipnotik durum denen durum baştan kabul edilmiş.)
-Hipnoz gevşemiş bir telkine açıklık halidir. Kişi beden ve zihin olarak o kadar gevşek bir hale girer ki sonunda her türlü telkine açık hale gelir. (Telkine açık hale gelemezsen hipnozda değilsin demektir.)
-Hipnoz belli bir anda belli bir uyarıya ya da düşünceye yoğun odaklanma halidir. (O halde heyecanlı bir kitap okurken de hipnoz hali vardır)
-Hipnoz telkinle oluşturulan ve sonrada telkinle değişim yaptırılan bir haldir.
Sonuç. Hipnoz tanımına fazla kafayı takmayalım. Ne olduğunu anlamaya çalışalım.


Hipnoz doğal bir zihinsel durumdur.


Hipnoz hali günlük yaşamımızda, bir film ya da bir kitaba daldığımız zaman olduğu gibi, doğal olarak oluşur.
Yani hipnoz halinde fiziksel ve zihinsel bir gevşeklik hali söz konusudur. Bu gevşeklik halinde bilincin engelleyici ve bastırıcı işlevlerinde belirgin bir kayıp söz konusudur. Buna bilincin kritik faktörünü baypas etmek denir.

Hipnoz 19. yüzyılda bir İngiliz doktoru olan James Braid tarafından bulunmuş bir terimdir. Kendi geliştirdiği tekniklerle elde ettiği zihinsel durumları hipnoz olarak adlandırmıştır. Aslında nöro-hipnoz demiştir. Yani sinirsel bir uyku hali. Yunan uyku tanrısı hypnos’dan esinlenmiştir. Sonradan yanlış bir isimlendirme yaptığını düşünerek bu terimi değiştirmek istemiş amam başarılı olamamıştır. İyi ki de olamamıştır. Çünkü esinlendiği yunan tanrısı Hypnos bu terime çok uygun bir tanrıdır.

Hypnos iyi kalpli, nazik bir tanrıdır. Kendi de uyku hali yaratabilir ama esas işi ölümlüleri acılardan, sıkıntılardan kurtarmaktır. Uykularına girerek onlara güzel rüyalar sunar. Yani daha çok bir rüya tanrısıdır.

Ama hipnoz bir uyku dönemi değildir. Beyin dinlenme anlarında “alfa durumu” denen bir dalga şekli gösterir. Uykuya dalarken ve çıkarken bu dalga şekli gözlemlenir. Hipnozda da aynı tip dalgalar söz konusudur. Ama gerekli değildir. Alfa olmadan da hipnoz hali oluşur. Her alfa da hipnoz değildir.
Beyin dalgaları uyku halinde farklıdır. Bu dalgalara hipnoz halinde rastlanmaz. O halde hipnoz hali klasik uyku halinden farklıdır. Ama beyin sisteminde bir uyuşukluk hali mevcuttur. Uyku haline bir uyuşukluk halinden geçerek ulaşırız. Uyku kendiliğinden oluşan bir haldir. Hypnos ise telkinle oluşturulan bir haldir. İlginç olan şudur. Hipnoz halinden telkinle uyku haline geçmek mümkündür ama tersi mümkün değildir. Yani uyku halinden hipnoz haline geçilemez.

Çoğu uygulayıcı bu durumu değişik bir bilinç hali kabul eder çünkü hipnoz halinde de kişi etrafının farkındadır. Hatta bazıları o kadar farkındadır ki hipnoz olduğunu bile kabul etmez ama telkinler işler.

Beyin dalgaları ölçümleri ve zihinsel durumlar
Beyinde oluşan elektriksel akımların kayıt işlemine elektroensefalogram (kısaca EEG) denir. EEG kayıtları değişik frekansta atan beyin dalgaları kaydetmiştir. Belli frekans aralıkları belli dalga isimleri ile adlandırılmaktadır. Değişik bilinç durumlarında değişik beyin dalgaları şekli hakimdir.
Uyanık hallerimizde çoğu zaman beyin dalgaları beta halindedir. Beta hali karar verme, akıl ve mantık yürütme için en uygun haldir. Bu haldeyken beyin dalgaları saniyede 13 kez’in üzerinde titreşir.

Dalga titreşmesi saniyede 8-13 arasına düştüğünde alfa haline geçeriz. Bilinçle bilinçaltı arasındaki kapı açılır. Anılara ulaşmak kolaylaşır. Yeni bilgileri depolamak kolaylaşır. Bu mayışıklık içinde telkine açık hale geliriz.

Alfa ve beta bilinçli dalgalardır. Uyku dalgaları ise teta ve deltadır. Delta rüya gördüğümüz anlarda ortaya çıkar. Deltaya tetadan geçeriz. Tetaya da alfadan.

Hipnoz bir uyku hali değildir. Ama uyanıklık da değildir. Sabah çalar saatin sesiyle uyandığınızda yataktan kalkmak istemediğiniz o gevşemişlik halidir. Yorganı başımızdan aşırıp, kendimizle baş başa kaldığımız sakin, rahat ve huzurlu bir andır. Hipnoz esnasında gevşemiş, sakin ve huzurluyken koltukta oturan bedenimizi hisseder, dışardan gelen sesleri de duyarsınız.


Hipnozdayken hareket edebilir, esneyebilir, hapşırabilirsiniz. Hipnoz seansında çeşitli imgelemler kullanarak kişinin kendisini mutlu ve huzurlu hissettiği bir yerde olması sağlanır. Örneğin bir deniz kıyısı, sanki gerçekten ordaymış gibi, orayı hayal edip hissetmeniz telkin edilerek; denizin kokusunu ve denizin sesini duymanız sağlanır. (Bazı insanlar görsel bazıları işitsel bazıları da kinestetiktir.) Çeşitli imgelemlerle kendini son derece rahat ve huzurlu hissettiğiniz bir anda, daha sonra kendinizi bu derece rahat ve huzurlu hissetmek istediğinizde kullanmakı için otohipnoz işareti verilir. Günlük yaşamınızda daha mutlu ve huzurlu olmanızı sağlayacak telkinlerle rahatlamış ve gevşemiş olarak göz kapaklarınızı açabileceğiniz söylendiğinde, özgür iradeniz ile istediğiniz zaman hipnozdan çıkabilirsiniz.


İlk hipnoz deneyiminde kişi daha çok hafif hipnoz halindedir. Sonraki her seansta gittikçe derin hipnoza girme alışkanlığını kazanır. Her kişinin hipnoz deneyimi birbirinden farklı olabilir.


NEDEN HİPNOZLA DAHA KOLAY VE DAHA ÇABUK SONUÇ ALIRIZ?

Bir sorunun çözümü için yapılan terapiler uzun bir zaman almaktadır. Hipnoterapide bilinçdışı ile çalışılır: Bilinçdışı, anne rahmine düştüğümüz zamandan beri tüm anıları ve duyguları saklamıştır. Bilinçdışı ile çalışmak daha kolay ve daha çabuk sonuç almamızı sağlar. En önemlisi de elde edilen sonucun tüm hayat boyunca kalıcı olmasıdır.